Antalya’da Gezilecek Yerler: Tarihin, Doğanın ve Güneşin Kucaklaştığı Cennet!
Akdeniz’in pırıltılı suları, Toros Dağları’nın heybetli zirveleri ve binlerce yıllık tarihin izleriyle bezeli Antalya, Türkiye’nin en gözde turizm destinasyonlarından biridir. “Güneşin ve Tarihin Buluştuğu Cennet” olarak anılan bu büyüleyici şehir, her zevke ve bütçeye uygun sayısız gezilecek yer sunar. Antik medeniyetlerin nefes kesen kalıntılarından berrak sulara sahip el değmemiş plajlara, gizemli şelalelerden yemyeşil kanyonlara kadar Antalya, ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler vaat eder. Bu kapsamlı rehberde, Antalya’nın en önemli gezilecek yerlerini keşfedecek, tarihin derinliklerine yolculuk yapacak ve doğanın büyüleyici güzelliğine tanıklık edeceksiniz.
Güzel Antalya İçerik
Antik Kentler: Geçmişten Gelen Fısıltılar
Antalya ve çevresi, antik çağlardan günümüze ulaşan sayısız medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Likya, Pamfilya, Pisidya gibi antik bölgelerin kalıntıları, ziyaretçilere tarihin tozlu sayfalarında eşsiz bir yolculuk sunar. Her biri kendi hikayesine sahip bu antik kentler, geçmişin görkemli yapılarını ve yaşam biçimlerini gözler önüne serer.
- Aspendos Antik Kenti ve Tiyatrosu: Antalya’nın en iyi korunmuş antik tiyatrolarından birine ev sahipliği yapan Aspendos, M.S. 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Yaklaşık 15.000 kişilik kapasitesiyle bu muhteşem yapı, günümüzde hala uluslararası opera ve bale festivallerine ev sahipliği yapmaktadır. Akustik özellikleri ve mimari detaylarıyla kendine hayran bırakan tiyatronun yanı sıra, Aspendos’ta bazilika, agoralar, su kemerleri ve stadyum gibi diğer Roma dönemi yapıların kalıntılarını da görebilirsiniz. Antik çağın mühendislik harikalarından biri olan su kemerleri, kente kilometrelerce uzaktan su taşımıştır.
- Perge Antik Kenti: Pamfilya bölgesinin en büyük ve en zengin şehirlerinden biri olan Perge, Hititlerden Roma dönemine kadar birçok medeniyetin izlerini taşır. Kentin girişinde sizi karşılayan anıtsal kapılar, Helenistik surlar, Roma hamamları, agora, stadyum ve tiyatro, Perge’nin geçmişteki ihtişamını gözler önüne serer. Özellikle sütunlu cadde ve tiyatro, kentin mimari güzelliğini ve mühendislik becerilerini çarpıcı bir şekilde sergiler. Hristiyanlık için önemli bir merkez olan Perge, Aziz Paul’un misyonerlik gezilerinde ziyaret ettiği yerlerden biridir.
- Termessos Antik Kenti: Toroslar’ın Güllük Dağı eteklerinde, deniz seviyesinden 1000 metreden fazla yükseklikte konumlanmış Termessos, “Kartallar Yuvası” olarak da bilinir. Doğayla iç içe, muhteşem manzaralar eşliğinde bir keşif sunan bu antik kent, Büyük İskender’in bile fethedemediği nadir şehirlerden biridir. Dağlık araziye ustaca inşa edilmiş tiyatrosu, agora, mezarlık alanları ve gymnasium, kentin benzersiz atmosferini oluşturur. Termessos’a ulaşım biraz zorlu olsa da, sunduğu eşsiz doğa ve tarih deneyimi bu çabaya değerdir.
- Side Antik Kenti: Manavgat ilçesi yakınlarında bir yarımada üzerine kurulu Side, tarih ve doğanın harmanlandığı büyüleyici bir merkezdir. Antik tiyatrosu, Apollo Tapınağı’nın büyüleyici kalıntıları (özellikle gün batımında görülmeye değer), agorası ve liman bölgesiyle Side, fotoğraf tutkunları için de eşsiz kareler sunar. Antik kent kalıntılarının modern yaşamla iç içe geçtiği Side, hem tarihi geziler hem de deniz tatili için ideal bir tercihtir.
- Phaselis Antik Kenti: Kemer yakınlarında, üç küçük koyun çevrelediği yemyeşil bir alanda yer alan Phaselis, doğanın ve tarihin mükemmel birleşimidir. Antik liman kenti, çam ağaçları arasında gizlenmiş agoralar, tiyatro, hamamlar ve Hadrian Kapısı gibi kalıntılarla dolu bir açık hava müzesidir. Tarihi yapıların arasında yüzmek veya antik kalıntıların gölgesinde piknik yapmak, Phaselis’i unutulmaz kılar.

Doğal Güzellikler: Akdeniz’in Gizli Cennetleri
Antalya, sadece tarihi zenginlikleriyle değil, aynı zamanda nefes kesen doğal güzellikleriyle de öne çıkar. Şelalelerden kanyonlara, mağaralardan milli parklara kadar doğaseverler için keşfedilmeyi bekleyen sayısız harika bulunur.
- Düden Şelaleleri: Antalya’nın sembollerinden olan Düden Şelaleleri, iki ayrı kola ayrılır: Yukarı Düden ve Aşağı Düden. Yukarı Düden Şelalesi, Kepez ilçesi yakınlarında, yemyeşil bir park içinde yer alır ve suyun yerin altından çıkarak oluşturduğu karstik bir oluşumdur. Ziyaretçiler, şelalenin arkasındaki mağaradan suyun akışını izleyebilirler. Aşağı Düden Şelalesi ise Lara bölgesinde, şehir merkezine daha yakın bir konumdadır ve suyun yaklaşık 40 metrelik bir falezden direkt Akdeniz’e döküldüğü muhteşem bir manzaraya sahiptir. Özellikle tekne turlarıyla denizden izlendiğinde büyüleyici bir atmosfer sunar.
- Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı: Antalya’nın merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Kurşunlu Şelalesi, yedi küçük şelalenin birbirine bağlandığı ve 18 metrelik bir düşüşle küçük bir gölet oluşturduğu eşsiz bir doğal güzelliktir. Çam ağaçları, kekik kokuları ve kuş sesleriyle dolu tabiat parkı, piknik yapmak, doğa yürüyüşleri yapmak ve fotoğraf çekmek için harika bir yerdir. Sakin ve huzurlu ortamı sayesinde şehir gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için ideal bir kaçış noktasıdır.
- Köprülü Kanyon Milli Parkı: Antalya’nın Manavgat ilçesi sınırlarında yer alan Köprülü Kanyon, Türkiye’nin en popüler rafting merkezlerinden biridir. Köprüçay Nehri’nin milyonlarca yılda oyduğu bu derin kanyon, aynı zamanda birçok endemik bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapar. Raftingin yanı sıra, kanyon boyunca doğa yürüyüşleri, kampçılık, kaya tırmanışı ve kanyoning gibi aktiviteler de yapabilirsiniz. Roma döneminden kalma Oluk Köprü ve Büğrüm Köprü gibi tarihi yapılar da kanyonun güzelliğine ayrı bir değer katar.
- Göynük Kanyonu: Kemer yakınlarında bulunan Göynük Kanyonu, macera severler için ideal bir destinasyondur. Kanyoning ve zipline gibi heyecan verici aktivitelerin yapılabildiği bu doğal harika, berrak suları, yemyeşil bitki örtüsü ve etkileyici kaya oluşumlarıyla dikkat çeker. Kanyon boyunca yürüyüş parkurları ve küçük şelaleler de bulunur.
- Karain Mağarası: Antalya’nın 27 kilometre kuzeybatısında yer alan Karain Mağarası, Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından biridir ve aynı zamanda önemli bir Paleolitik çağ yerleşim yeridir. Mağarada yapılan kazılarda, alt Paleolitik çağdan Roma dönemine kadar uzanan insan izleri ve fosiller bulunmuştur. Tarih öncesi çağlara ışık tutan bu mağara, hem doğa tutkunları hem de arkeoloji meraklıları için büyüleyici bir duraktır.
Plajlar: Güneş, Kum ve Turkuaz Sular
Antalya, dünyanın en güzel plajlarından bazılarına ev sahipliği yapar. Mavi bayraklı plajları, ince kumları ve berrak turkuaz sularıyla Akdeniz’in tadını çıkarmak isteyenler için sayısız seçenek sunar.
- Kaputaş Plajı: Kaş ve Kalkan arasında yer alan Kaputaş, Antalya’nın belki de en ikonik ve en çok fotoğrafı çekilen plajıdır. Yüksek kayalıkların arasında sıkışmış bu küçük ama büyüleyici koy, turkuazdan laciverte dönen berrak sularıyla adeta bir kartpostal görünümündedir. Plaja ulaşmak için yaklaşık 180 basamak inmek gerekse de, bu eşsiz güzelliği görmek için bu küçük zahmete değer.
- Patara Plajı: Türkiye’nin en uzun plajlarından biri olan Patara, 18 kilometre uzunluğundaki ince kum şeridiyle ziyaretçilerini büyüler. Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtlama alanı olması nedeniyle koruma altında olan bu plaj, aynı zamanda rüzgar sörfü gibi su sporları için de elverişlidir. Patara Antik Kenti’nin kalıntılarına yakınlığı, plaj keyfini tarihi bir atmosferle birleştirme imkanı sunar.
- Konyaaltı Plajı: Antalya şehir merkezine en yakın ve en popüler plajlardan biri olan Konyaaltı, çakıllı yapısıyla bilinir. Uzun sahil şeridi boyunca uzanan kafeler, restoranlar, parklar ve yürüyüş yolları, plajı hem yerel halk hem de turistler için cazip kılar. Toros Dağları’nın manzarası eşliğinde Akdeniz’in serin sularında yüzmek veya gün batımını izlemek için harika bir noktadır.
- Lara Plajı: “Altın Kum Plajı” olarak da bilinen Lara Plajı, ince kumları ve lüks otelleriyle ünlüdür. Şehir merkezine yakınlığı ve kolay ulaşımı sayesinde oldukça rağbet görür. Plajda şezlong ve şemsiye kiralama, su sporları yapma ve çeşitli tesislerden faydalanma imkanları bulunur. Lara Plajı, özellikle aileler ve konfor arayanlar için idealdir.
- Olimpos ve Çıralı Plajları: Antik Olimpos kenti kalıntıları ile iç içe geçmiş olan Olimpos Plajı ve hemen yanı başındaki Çıralı Plajı, doğal güzellikleri ve sakin atmosferleriyle öne çıkar. Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme alanı olması nedeniyle koruma altında olan bu plajlar, aynı zamanda Yanartaş’ın (Chimaera) mistik alevlerine de yakındır. Sakin bir tatil, doğa yürüyüşleri ve kamp yapmak isteyenler için mükemmel seçeneklerdir.
Müzeler: Sanat ve Tarihin Buluşma Noktası
Antalya, zengin tarihini sergileyen birçok müzeye ev sahipliği yapar. Bu müzeler, antik çağlardan günümüze uzanan eserlerle şehrin kültürel mirasını gözler önüne serer.
- Antalya Müzesi: Türkiye’nin en önemli müzelerinden biri olan Antalya Müzesi, Paleolitik çağdan Osmanlı dönemine kadar geniş bir zaman dilimini kapsayan zengin koleksiyonlara sahiptir. Özellikle Perge Antik Kenti’nden çıkarılan heykeller, lahitler ve mozaikler müzenin en dikkat çekici eserleri arasındadır. Pamfilya, Likya ve Pisidya bölgelerine ait arkeolojik buluntuların sergilendiği müze, Antalya’nın derin tarihine ışık tutar. Heykel Salonu, Tanrılar Salonu, İmparatorlar Salonu ve Mozaikler Salonu mutlaka görülmesi gereken bölümlerdir.
- Suna & İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi: Kaleiçi’nin kalbinde yer alan bu müze, restore edilmiş geleneksel bir Antalya evinde, yöresel yaşam biçimini, halk kültürünü ve etnografik eserleri sergiler. Osmanlı dönemine ait kıyafetler, ev eşyaları, el sanatları ve günlük yaşam sahneleri canlandırılarak ziyaretçilere bölgenin kültürel zenginliği hakkında bilgi verilir. Müze, aynı zamanda geleneksel Türk kahvesi ikramıyla da hoş bir deneyim sunar.
- Alanya Arkeoloji Müzesi: Alanya Kalesi’nin eteklerinde bulunan bu müze, Tunç Çağı’ndan Osmanlı dönemine kadar Alanya ve çevresinde bulunan arkeolojik eserleri barındırır. Müzenin en ünlü eseri, M.S. 2. yüzyıla ait Herkül Heykeli’dir. Sikkeler, seramikler ve etnografik objeler de müzenin koleksiyonları arasındadır.
Tarihi Bölgeler: Geçmişin Yaşadığı Sokaklar
Antalya’da bazı bölgeler, adeta açık hava müzesi gibidir ve sokaklarında gezerken tarihin içinde kaybolursunuz.
- Kaleiçi: Antalya’nın kalbi ve ruhu olan Kaleiçi, şehrin en eski yerleşim yeridir. Dar, Arnavut kaldırımlı sokakları, geleneksel Osmanlı evleri, tarihi surları, Hadrian Kapısı, Yivli Minare ve Kesik Minare gibi yapılarıyla ziyaretçilerine zamanda yolculuk deneyimi sunar. Kaleiçi’nde butik oteller, kafeler, restoranlar, sanat galerileri ve hediyelik eşya dükkanları bulunur. Antalya Limanı’ndan kalkan tekne turlarına katılabilir, eski evlerin mimarisine hayran kalabilir veya tarihi dokunun içinde kaybolarak huzurlu bir akşam geçirebilirsiniz. Her köşesi ayrı bir hikaye anlatan Kaleiçi, fotoğraf tutkunları için de eşsiz bir mekandır.
- Hadrian Kapısı (Üç Kapılar): M.S. 130 yılında Roma İmparatoru Hadrianus’un Antalya’yı ziyareti anısına inşa edilen bu anıtsal kapı, Kaleiçi’nin en görkemli girişidir. Üç kemerli yapısı, üzerindeki heykeller ve ince işlemeleriyle Roma mimarisinin güzel bir örneğidir. Kapının üzerinde yer alan kitabeler ve kabartmalar, dönemin sanat anlayışını yansıtır.
- Yivli Minare: Antalya’nın sembollerinden biri olan Yivli Minare, Selçuklu dönemine ait bir yapıdır. Mimarisiyle dikkat çeken minare, tuğla ve çini süslemeleriyle yivli bir gövdeye sahiptir. Minarenin hemen yanında yer alan cami de Selçuklu mimarisinin önemli örneklerindendir. Kaleiçi’nin girişinde yükselen bu yapı, şehrin siluetine eşsiz bir güzellik katar.
- Kesik Minare (Korkut Cami): Aslında bir Roma tapınağı olarak inşa edilen, daha sonra Bizans kilisesine, ardından camiye ve tekrar kiliseye dönüştürülen Kesik Minare, Antalya’nın çok katmanlı tarihini gözler önüne serer. Minarenin bir kısmı yangın nedeniyle yıkıldığı için “Kesik Minare” adını almıştır. Tarihi dokusu ve farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan yapısıyla ziyaretçileri etkileyen önemli bir tarihi yapıdır.
Antalya’da Keşfedilmeyi Bekleyen Daha Fazlası…
Yukarıda bahsedilenler, Antalya’nın gezilecek yerler listesinin sadece bir başlangıcıdır. Şehir ve çevresi, her köşesinde ayrı bir güzelliği barındırır. Akdeniz’in eşsiz manzarası eşliğinde Tahtalı Dağı’na teleferikle çıkarak panoramik manzaranın keyfini çıkarabilir, Dim Mağarası’nın gizemli sarkıt ve dikitlerini keşfedebilir veya Güllük Dağı Termessos Milli Parkı’nda doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz.
Antalya’ya yapacağınız bir ziyarette, ister tarihin derinliklerine dalın, ister doğanın huzurunda kaybolun, ister masmavi sularda serinleyin; bu şehir size unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunacaktır. GuzelAntalya.com olarak, bu eşsiz şehrin tüm güzelliklerini keşfetmeniz için size rehberlik etmekten mutluluk duyarız. Planınızı yapın, bavulunuzu hazırlayın ve Akdeniz’in incisi Antalya’nın büyüsüne kendinizi bırakın!

Gazetecilik altyapısını dijital medyayla birleştiren Kaan, spor, ekonomi ve yerel gündem konularında güçlü analizleriyle tanınıyor. Antalya’da yaşamı her yönüyle takip eder.




